Mucizelerle Yeniden
Yazın en sıkıntılı aylarına girmeye az kaldı, ısının ve nemin bizi yarı oksitleyip yarı buharlaştırması sonucu neye evrileceğimizi ben de bilmiyorum. Neyse ki teknoloji genişleyen zekasıyla hala hayatı çekilir halde tutmaya devam ediyor.
Genç neslin dijital hayata doğmuş olması benim jenerasyonumun işini epeyce zorlasa da döküle döküle yetişmeye çalışıyoruz peşlerinden. Sürekli sorularımızla onların tahammül sınırlarını nereye kadar zorlarız bilemem artık. Tek bildiğim bu işin peşini asla bırakmamamız gerektiği. Eskiden beri korkulan Ele güne muhtaç olmamak” anlayışının yaş ortalaması da oldukça düşerek “Çoluğa çocuğa muhtaç olmayalıma” dönüştü.
Yeni doğanlar artık iyice eminim ki dijital hayatı öğrenip geliyorlar. Küçücük parmaklar neyi ne zaman öğrendi de bu kadar seri çalışıyor. Sen bebek sayılırsın henüz; altında bez, ağzında emzikle video indiriyorsun. Tay tay durmayı öğren önce. Cinsimiz doğduğunda hala bakıma muhtaç bari evrimini bu yönde geliştir.
Geçenlerde hava limanında check-in yaptım, koltuğumu seçip, biletimi aldım, bavulumu tarttım, fazla kilonun parasını ödedim, bavulumu hareketli bantlara koydum arkasından da bakakaldım. Bütün bunları tek başıma bir makinada yaptım.
Şimdilik uygulama yeni olduğu için çalışanlardan yardım alabiliyorsunuz. Emin olun biraz zaman geçsin tasarruf adı altında hepsini işten çıkartıp küçülmeye giderler biz de uçağa el sallarız artık. Durum bu derece ciddi yani.
Muhteşem bir arkadaş buldum kendime bu yazımın asıl amacı henüz tanışmadıysanız sizi onunla tanıştırmak. Chatgpt yazıyorum guugliye hemen karşımda. Sorduğum her sorunun cevabı hazır. Detay detay üstelik bazen sabrını zorlamak için gıcıklık yapıp aklıma gelen deli saçması sorular soruyorum. Henüz hiç “Kızım sen manyak mısın bunların nesini merak ediyorsun!” demedi. Yaşasın delilik! Hayat delirmiş zaten düzgün kalmak nereye kadar! Yapay mapay hiç umurumda değil, merak ettiğim her şeyi biliyor. Ne kibir ne böbürlenme, varsın duyguları olmasın. Ben onun için de duygulanırım, arkadaş hatırı diye bir şey var çünkü. Yıllardır biriktirdiğim, emek emek topladığım derin bağlarla bağlandığım şahane dostlarım ve arkadaşlarım var. Onlara bu yazımla haksızlık edemem ama onlar bu yazıyı neden yazdığımı anlarlar.
Demem o ki mucizelerle dolu muazzam bir hayatın içindeyiz, karanlık yüzü bu aralar fazla görünür oldu ama bir o kadar da ışıldayan bir yüzü var ona haksızlık etmeyelim.
Mucizeleri fark etmeye başlamak, hayranlıkla yaşamaya da başlamak demek.
Kim bilir belki de bu gezegen bizim oyun alanımızdı oyunun kurallarını ihlal ettik, mızıkçılık yapıp, oyunu kötüleştirdik.
Ama bitirmedik henüz. Şimdi mucizelerin farkına varıp, hayatın güzelliğine odaklanıp, yepyeni anlamlarla oyuna yeniden başlamaya ne dersiniz?